Düzensiz Kanama
Normal Adet Düzeni: Adet kanaması; rahim iç zarının (endometrium) hormonal değişiklikler sonucunda dökülmesidir. Bu dökülme gebelik olmamışsa gerçekleşmekte ve yaklaşık 28 günde bir kanama şeklinde olmaktadır. Adet kanamaları kız çocuğunun ergenliğe ulaşması ile başlamaktadır. Bu ilk adete “menarş” denmektedir. Adetler yumurtlama fonksiyonuna paralel bir şekilde, üreme çağı boyunca gebelik ve emzirme dönemleri dışında her ay düzenli olarak olmakta ve menopozla birlikte sona ermektedir.
Hiçbir zaman unutulmaması gereken ; “adet kanamasının ilk günü adet periyodunun da ilk günü” dür. Buna “son adet tarihi” de denilmektedir. Normal bir adet periyodu veya adet döngüsü (=bir siklüs) ; bir adetin başlangıcından bir sonraki adet kanamasının başladığı ilk güne kadar olan süreyi içerir ve ortalama teorik olarak 28 gündür. Ancak bu süre kişiden kişiye farklılık gösterip 21 ile 35 gün arası normal olarak kabul edilir.
Adet Periyodunun Dönemleri
Normal bir adet periyodu, yumurtalık oluşumundaki değişikliğe bağlı olarak; “foliküler faz” ve “luteal faz” olmak üzere iki döneme ayrılabilir. Bu iki dönem yumurtlama (ovulasyon) ile birbirinden ayrılır. Bu nedenle bir adet periyodu sırasıyla;
- Foliküler faz
- Ovulasyon (Yumurtlama)
- Luteal faz dönemlerini içerir.
Foliküler faz adet kanamasının ilk günü ile başlar. Bu dönem boyunca salgılanan estrojen hormonu ile rahim iç zarı büyüyerek kalınlaşır. Daha sonra salgılanan estrojen hormonunun belirli bir düzeyi bulması ile yumurtlama gerçekleşir ve bu dönem sona erer.
Foliküler faz denmesinin nedeni bu dönemde yumurta hücresinin yani folikül’ün gelişmesidir. Foliküler fazın ne kadar süreceği kadından kadına değişmekle birlikte yaklaşık olarak 28 günlük bir periyotta 14 gün sürmektedir.
Foliküler fazın başlangıcında adet kanaması devam etmektedir. Adet kanaması ile geçen aydan kalan rahim iç zarı atılırken aynı anda yeni rahim içi zarı yapılanmaktadır.
Adet kanaması bir kadında ortalama olarak 3-7 gün sürmektedir. Adet kanı, kanam çok şiddetli olmadıkça pıhtılaşmaz. Pıhtılaşmanın görülmesi kanamanın çok olduğunun ifadesidir. Foliküler fazın sonunda kandaki estrojen hormonu belirli bir düzeyin üzerine ulaşır. Bu aşamada beyindeki hipofiz bezinden salgılanan LH hormonu (Luteinizan Hormon) ani bir çıkış yaparak gelişmiş olan yumurtanın çatlayıp atılmasına neden olur (ovulasyon olayı). Atılan yumurta tüpler tarafından tutularak rahim içine gönderilir. Aşağıdaki resimde yumurtalıkta bir yumurtanın gelişimi, yumurtlama ve yumurtlama sonrası dönemlerde rahim içi dokusunun (endometrium) değişen hormonal uyarılara verdiği cevabı görmektesiniz.
Eğer tüplerdeki bu yumurta bir ilişki sonrası atılan spermle karşılaşırsa “döllenme (fertilizasyon)” meydana gelir. Döllenen cenin yaklaşık 7 günlük bir yolculuk sonrasında bir yandan bölünüp diğer yandan rahim içine iner ve burada yuvalanır, böylelikle bir gebelik başlamış olur.
Gebelik olmazsa yumurtlama sonrasında luteal faz başlar ve bu dönem adet kanamasına kadar sürer. Bu dönemde estrojen hormonu ile birlikte, çatlayan yumurtanın geride bıraktığı madde olan ve “corpus luteum” denen sarı cisimcikten “progesteron” hormonu salgılanmaktadır. Bu hormonun ana görevi atılmış olan yumurta eğer döllenmişse rahim içeresine tutunmasını sağlamaktır.
Foliküler faz kadından kadına adet döneminin uzunluğuna bağlı olarak değişmekle birlikte luteal faz genellikle sabit olup yaklaşık 14 gündür. Bu nedenle kadınların yumurtlama tarihi adet periyodunun süresinden 14 gün çıkartılarak kabaca hesaplanabilir. Eğer döllenme gerçekleşmezse yani gebelik oluşmazsa corpus luteumun fonksiyonunun bitmesiyle, progesteron hormonunun 14 gün sonunda salgılanması durur ve gelişmiş olan rahim iç zarı bir kanama ile dışarı atılır, yani adet kanaması başlar.
Adet Düzensizlikleri
Adet kanamasının normal periyodunun dışında olması (adetlerin beklenenden önce veya sonra gelmesi) , Adet kanamalarının beklenenden önce olması “polimenore”, beklenilen ay döneminden sonra olması “oligomenore” olarak tarif edilmektedir.
Adet arası kanamalar ise “metroraji” (ara kanama) olarak bilinmektedir. Adetlerin pıhtılı olması (Adet döneminde parça düşürme), Adetlerin normalde fazla olması “hipermenore” olarak tarif edilir. Adetlerin pıhtılı şekilde olması da normalden fazla olduğunu yani hipermenore durumunu gösterir. Çünkü normalde adet kanı içinde pıhtı hücreleri olmadığından adet kanı pıhtılaşmaz. Adetlerin ağır ve sancılı olarak geçmesi (sancılı, gerginlik ve bulantı yaparak geçmesi), Adetlerin yoğun şekilde ağrılı geçmesine “dismenore” adı verilir. Dismenorenin organik veya organik olmayan pek çok sebepleri vardır.
Adetlerin normalden uzun sürmesi (8 günden uzun kanamalar) Normalde adet kanaması 2 ile 8 gün arasında sürer ve kesilir. Reglin 8 günden uzun sürmesi “menoraji” olarak tarif edilir ve normal değildir.
Adet Kanaması İle Eş Anlamlı Kelimeler Nelerdir?
Adet kanamaları mens, regl, menses, siklus gibi tabirler ile medikal alanda tarif edilirken halkımız arasında ay hali ve periyod gibi terimler yanı sıra yanlış olarak “renkli olmak” gibi tabirlerle de anılmaktadır.
Adet Kanaması Düzensizlikleri Ne Şekilde Olur?
Adet düzensizlikleri iki şekilde olur:
Organik kökenli adet düzensizlikleri: Üreme organları ile ilgili çeşitli problemlerden kaynaklanır. Rahimde myom (ur), polip, tümör veya over (yumurtalık) kistleri gibi problemler bu tür adet düzensizliklerinin sebebidir (yaklaşık % 25 sıklıkla görülür).
Disfonksiyonel uterin kanamalar: Yapısal bir problem olmaksızın, yalnızca hormonal problemlere bağlı adet düzensizlikleridir (yaklaşık % 75 sıklıkla görülür). Bir düzensiz adet kanamasının nedenini hormonal bozukluğa sokabilmek için diğer organik sebeplerin ekarte edilmesi gereklidir. Yine, özellikle ergenlik öncesi veya menopoz sonrası vaginal kanamalar, mutlaka araştırılması gereken ciddi durumlardır.
Organik Kökenli Adet Düzensizliği Nedenleri Nelerdir?
Düzensiz vaginal kanamanın hormonal olmayan sebepleri arasında; cinsel organlardaki travmalar (darbeler), rahim veya rahim ağzı iltihapları, rahim myomları, adenomyozis veya rahim iç zarının iyi huylu veya kanser türü hastalıkları sayılabilir. Düzensiz vaginal kanaması olan kadınlarda yaş önemlidir. 40 yaş öncesi olan düzensiz kanamalar çoğunlukla hormonal nedenlere bağlı iken 40 yaş sonrasında hormon dışı sebeplerle olma ihtimali yüksektir.
Rahim içi araç kullanımı (spiral), doğum kontrol hapları, cilt altı korunma implantları veya aylık-üç aylık doğum kontrol iğneleri kullanımı da düzensiz vaginal kanama yapabilir. Gebeliğin düşük, dış gebelik, mol gebeliği (üzüm gebeliği) gibi erken dönem komplikasyonları da vajinal kanama şikayeti yapabilir.
Adet Düzensizliği Jinekolojik Olarak Nasıl Değerlendirilir?
Öncelikle düzensiz adet kanaması yakınması mutlaka bir jinekoloji uzmanı (jinekolog) tarafından değerlendirmelidir. Muayene sırasında kanamaya neden olabilecek faktörler tek tek gözden geçirilir. Vagina, rahim, yumurtalıklar değerlendirilir.
Jinekolojik ultrason ile rahim ve yumurtalıklara ait tümör varlığı araştırılır. Aynı yöntemle rahim iç zarının kalınlığı (endometrial kalınlık) ölçülür.
40 yaş sonrası kanamanın bariz bir sebebi saptanamamışsa rahim iç zarından biopsi yani parça alınarak patolojiye gönderilmesi gerekebilir. Bu şekilde rahim iç zarının yapısı mikroskopik olarak değerlendirilir, rahim kanserleri yönünden araştırılır. Özellikle ergenlik ve menopoz dönemleri, sık veya uzun aralıklı adet görmelerde hormon testleri de yapılmaktadır.
Adet Düzensizlikleri Tedavisi
Kanamanın sebebi üreme organlarından kaynaklanmakta ise yani hormon düzensizliği değilse, tedavi nedene yönelik olarak yapılır. Örneğin rahimde büyük myom veya kanser varsa hasta ameliyat edilmelidir. Böylelikle rahmin ameliyatla alınması sonucunda kişinin şikayeti de son bulacaktır (Histerektomi ameliyatı). Menopoz döneminde görülen her türlü kanama önemlidir ve mutlaka ayrıntılı araştırılmalıdır. Bunun için vajinal ultrason, rahim içinden biyopsi alınarak patolojik inceleme ve gerekirse histeroskopi yapılarak kesin tanı konulmalıdır. Tüm bu araştırmalar sonucunda kanamaya neden olabilecek bir hastalık saptanmamışsa; adet düzensizliği hormonal dengesizliğe bağlıdır ve bu durumda adet düzenleyici ilaçlarla kanamalar düzene sokulmaya çalışılır. Tıbbi tedavide doğum kontrol ilaçları, adet düzenleyici hormonal ilaçlar yanında dengeleyici alternatif tedaviler de uygulanabilir.
Histereskopi
İnfertilite, tekrarlayan düşüklerin nedenlerinin araştırılmasında, anormal adet kanamalarının nedeninin araştırılmasında ve rahim içi patolojilerin tespit ve tedavisinde histeroskopi önemli bir tanı aracıdır. Laparoskopide olduğu gibi iki türü vardır:
- Tanısal (Diagnostik) Histeroskopi (Ofis Histeroskopi)
- Cerrahi (Operatif) Histeroskopi
Ofis Histeroskopi Nasıl Yapılır?
Tanısal histeroskopi veya daha çok bilinen adıyla “Ofis histeroskopi” rahmin içini (uterin kaviteyi) incelemek için kullanılan bir yöntemdir. Muayenehane şartlarında da uygulanabilirliği nedeni ile daha sıklıkla “Ofis histeroskopi” ismi ile anılmaktadır.
Ofis histeroskopide de, laparoskopide olduğu gibi teleskop denilen ışıklı – optik bir sistem kullanılır; ancak çapı çok daha incedir. Tanısal amaçla kullanılanlarda çap 5 mm olur. Rahim ağzına genişletme (dilatasyon) yapılmadan girişim, jinekolojik muayene pozisyonunda gerçekleştirilir. Rahim ağzından histeroskop aracılığı ile CO2 veya bazı özel sıvılar verilerek içeri girilir, böylece rahim duvarlarının biri birinden ayrılması sağlanmış olur. Genişleyen rahim içindeki yapıların histeroskopi ile direkt olarak görüntülenmesi sağlanır.
Tanısal histeroskopi genelde anesteziye ihtiyaç olmadan veya lokal anestezi ile hastaneye yatmadan uygulanabilen bir işlemdir. Rahim içinin daha kolay değerlendirilmesi için çoğunlukla adet kanamasının hemen bitiminden sonraki bir kaç gün içinde uygulanması gerekir. Tanısal histeroskopi ile rahim içindeki polip, miyom, adezyon gibi patolojileri direkt olarak görmek mümkün olmaktadır. Bu şekilde tanı konularak -eğer gerekirse- tedavi için uygun hazırlıklara başlanacaktır.
Operatif Histeroskopi Nasıl Uygulanır?
Tanısal histeroskopi sırasında saptanan bir çok anormallik operatif histeroskopi ile cerrahi olarak tedavi edilebilir. Özellikle rahim içi polipler (aşırı büyüme gösteren et parçaları), septum (rahimi bölen parça) , adezyonlar (yapışıklıklar) ve rahim içi (submüköz) miyomlar görülüp cerrahi olarak giderilebilir. Histeroskop, içindeki kanallardan operasyonda kullanılacak makas, biyopsi forsepsi, yakalama forsepsi, lazer fiberi ve elektro-cerrahi araçlarının geçmesine izin verecek şekilde dizayn edilmiştir.
Yapışıklıklar, rahim içinde görülebilen miyomlar ve polipler uzaklaştırılabilir. Doğumsal bir anormallik olan ve rahimi ikiye tamamen ya da kısmen bölen oluşum (uterin septum) histeroskopik olarak düzeltilebilir. Cerrahi girişim sonrasında rahim duvarlarının birbirine yapışmasını engellemek için rahim içine spiral (rahim içi araç) veya ince bir idrar sondası (foley kateter) yerleştirilebilir. Antibiyotik ve hormonal ilaçlar enfeksiyonu önlemek ve rahim iç zarının iyileşmesini hızlandırmak için kullanılabilirler.
Endometrial ablasyon olarak bilinen rahim iç zarının (endometrium) tahrip edilmesi prensibine dayanan histeroskopik operasyon, rahimden olan aşırı kanamaların tedavisinde, rahmin alınmasının (histerektomi) uygun olmadığı durumlarda uygulanabilir. Ayrıca rahim içi spirallerin bulunması ve çıkarılmasında da histeroskopi oldukça yararlı bir yöntemdir.
Histeroskopinin Riskleri Nelerdir?
Tanısal histeroskopide az komplikasyon görülür ve nadiren hayatı tehdit edicidir. Rahmin delinmesi (uterin perforasyon) en sık görülen komplikasyondur, ancak oluşan delikler çoğunlukla başka bir cerrahi girişime ihtiyaç olmadan kendi kendine iyileşir. Operatif histeroskopi yapılacağı zaman sıklıkla aynı anda rahmin dış yapısını da görmek için laparoskopi de uygulanır. Operatif histeroskopilerde 1 – 2 / 100 oranında komplikasyon meydana gelir. En sık görüleni de yine rahim delinmesidir (perforasyon).
Diğer bazı komplikasyonlar da rahmi genişletmede kullanılan sıvılara bağlı olarak oluşur. Ciddi alerjik reaksiyonlar, vücut ısısında düşme, pıhtılaşma problemleri, solunum güçlüğü, akciğerde sıvı birikimi (pulmoner ödem) bunlar arasındadır. Operatif işlem sırasında ise karın içi organlar nadiren yaralanabilir ve kanama meydana gelebilir. Ciddi ve hayatı tehdit edebilen komplikasyonlar olmasına rağmen nadir görülürler.
Histeroskopi Sonrası Bakım
Histeroskopiyi takip eden birkaç günde bir miktar vajinal akıntı ve kramplar hissedilmesi normaldir. Bunun için basit ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Cinsel ilişkiden birkaç gün kaçınılmalıdır ya da en uzun bir sonraki adete kadar ara verilmelidir. Genellikle bir iki gün içinde normal aktivitelere dönülebilir. Foley kateter yerleştirilmişse kısa sürede çıkarılır.
Düzensiz Kanama
Gaziantep Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı | Op. Dr. Savaş ERDEM